Özgeçmişiniz incelendi ve mülakata çağırıldınız. Nelerden bahsetmeniz gerektiğini çok iyi biliyorsunuz. Peki, asla kullanmamanız gereken cümleler nedir?
“Öncelikle maaş konusunu açıklığa kavuşturabilir miyiz, vaktinizi harcamak istemem.”
Bu işin benim için önemi maaş tutarından ibaret. Yoksa bu görüşmeyi bir fırsat olarak görmüyorum imajı çizdiniz. Görüşme o anda sonlanırsa sürpriz olmayacaktır.
“Önceki işimden daha yeni ayrıldım. İşe başlamadan önce biraz dinlenmek için zamana ihtiyacım olacak”
İşe kabul edilip edilmediğiniz henüz belli değilken bu şekilde bir cümle ile iş bulmanın sizin için herhangi bir öncelik arz etmediği havasını verdiniz. Bir işten yeni ayrıldığınız da bir süre dinlenmek tabii ki hakkınız ama bunu bir pazarlık unsuru hatta bir ön şart gibi sunmak oldukça itici olacaktır. Elbette bunu konuşmanın zamanı da gelecektir.
“Bana uygun başka bir işiniz var mı?”
Başvuruyu siz yaptınız. Dolayısıyla görüşme için çağrıldığınız bu pozisyonu siz tercih ettiniz. Fakat şimdi ben bu pozisyonu beğenmedim diyorsunuz. Kendinizle çelişmenin sizi nasıl bir pozisyona düşüreceğini söylememize gerek yoktur sanırım.
“Fazladan mesai yapmam gerekecek mi?”
İş saatleri dışında çalışmak zorunda kalmak hiçbirimizin istemediği fakat yine hepimizin karşı karşıya olduğu bir durum. Elbette bu konuda bilgi almak hakkınızdır. Fakat bu soruyu mülakat esnasında sormak işten kaçmak isteyeceğiniz gibi bir hava doğurabilir.
“Eski işyerimde falan filan haklarımız vardı, sonra bu haklardan mahrum kaldık. Sizinle de böyle şeyler yaşayacak mıyız?”
Bana güven vermiyorsunuz! Bir önceki iş yerinizde yaşadığınız olumsuzlukları farklı ortamlarda dillendirmeniz mi, yoksa özgür iradenizle başvurduğunuz firmaya güvensizliğinizi bu şekilde ortaya koymanız mı daha vahim takdiri size bırakıyoruz.