Almanca Call Center’da Çalışmak İçin Dil Seviyesi Nasıl Olmalıdır?
Almanca call Center dil seviyesi nedir sorusunun cevabı çok merak edilenler arasındadır. Almanca Call Center’da çalışanlardan beklenen dil seviyeleri genellikle firmadan firmaya değişiklik gösterebilmektedir. C1 altında almanca seviyesi hiçbir firmanın kabul etmeyeceği seviyedir. Ancak C1 üstü olduğunda firmaların farklı kriterlerine göre alım yapılabilmektedir. Almanca dil seviyesi çok iyi olan bireyler genelde tüm call center’lara çalışan olarak girebilir. Özellikle sözlü iletişimde Almanca’nın iyi derecede olması büyük rol oynamaktadır. Özellikle Almanca konuşulan iş yerlerinde dil seviyesi yüksek olmalıdır ki bu şekilde iş yeri içerisinde de iletişim sağlanmalıdır. İş yeri içerisinde sürekli Almanca konuşulduğunda yeni işe girmiş almancası daha zayıf olan bireylerin de Almanca dili gelişebilmektedir. Dil konuşularak geliştirildiği için dil eğitimleri de genelde konuşularak verilmektedir.
Almanca Call Center’da Kimler Çalışabilir?
Genellikle çalışanlar ana dili Almanca olan kişileri anlayıp sorunlarına cevap verebilecek olan bireylerden seçilmektedir. Yine Almanya’da yaşamış ve bir süre orada vakit geçirmiş olan bireylerin de almanca Call Center’da çalışmaları olağandır. Almanca Call Center da çalışabilmek için yalnızca dil seviyesinin iyi olması yetmez. Diksiyonunda düzgün olması gerekmektedir. Söylenileni anlama yeteneğinin yüksek olması gerekir. Söylenilen şeyler tam olarak anlaşılır ise sorun daha çabuk çözülebilir. Almanca dilini seven ve sürekli geliştiren bireyler de almanca Call Center’da çalışabilirler. Çağrı merkezi eğitimi alırken dil eğitimi de almış ve Almancasını geliştirmiş bireyler kolaylıkla Almanca Call Center’da iş sahibi olabilmektedir.
Almanca Call Center’da Çalışanların Dil Yeterliliği
Ama önce Call Center da çalışan bireylerin dil yeterliliğinin oldukça yüksek olması gerekir. Çünkü Almanca konuşan bireyleri anlamak için almanca dilinin hem gramerinin hem de sözcüklerinin tam anlamıyla bilinmesi gerekir. Almanca Call Center da çalışmak demek yüksek bir maaş ile iş yapmak demektir. Bu maaş için de bazı şeylerin yeterliliği gerekir. Bunlardan ilk şart bireyin Almancasının C1 seviyesinde olmasıdır. Bazı firmalar için C1 de yeterli olmayabilir. Örneğin müşterilerinin tamamı Alman kesim olan firmalar C1 seviyesini yeterli bulmamaktadır. Büyük firmalar ana dil kadar Almanca seviyesi ararken daha küçük firmalar müşteriyi anlayıp cevaplayabilecek seviyeyi kabul edebilmektedir.
Vetraco Group ile Çağrı Merkezi Eğitimini Alın!
Çağrı merkezi çalışanlarının çözüm odaklı, empati yapmayı bilen, uyum sağlayabilen ve teknolojik ürünler ile ilgili bireyler olması gerekir. Bunun yanı sıra bu özellikleri taşıyan tüm bireyler çağrı merkezi uzmanı olamaz. Çağrı merkezinde uzman olabilmek için çağrı merkezi eğitimi almakta şarttır. Çağrı merkezi eğitimi sayesinde bireyler dilediği firmanın çağrı merkezinde kolaylıkla işe girebilir. Bunun yanı sıra çağrı merkezini arayan müşterilerin sorunlarını kolaylıkla çözebilme yetisine ulaşır. Onlarla birlikte bazen baş etmekte zorlanır olan müşteriler vardır. Bireyler bu tarz müşteriler ile nasıl iletişim kurulacağına dair bilgileri de bu eğitim ile öğrenebilirler. Çağrı merkezi eğitimi almadan çağrı merkezinde çalışmak zordur. Hem bireylerin kendisini hem de firma sahiplerini zorlamaktadır. Çağrı merkezi eğitimi sonrasında bireylerin müşteriye karşı tavırlarında değişiklik olacaktır. Çağrı merkezi eğitimde en çok dikkat edilen çağrı merkezi uzmanının müşteriyi anlayabilme yetisini geliştirmektir. Çağrı merkezi eğitimi verilirken bireyler isterse diksiyon eğitimini alabilmektedir. Özellikle şiveyi çok kullanan bireyler diksiyon eğitimi almalıdır. Çağrı merkezi eğitimi verirken dil eğitimi de dahil edilebilmektedir. Ülkemizde Almanca, İngilizce gibi dillerde çağrı merkezi uzmanı arayışı daha fazladır. C1 seviyesinde dil bilen bireylerin çağrı merkezi uzmanı olarak işe başlaması çok daha kolaydır.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Çağrı Merkezi Çalışma Saatleri Nasıldır?
Çağrı merkezi çalışma saatleri genellikle sabah 09.00 ile akşam 22.00 arasında yani 11 saat kadardır. Bazı kurumlar 24 saat çalışmayı esas alabilirler. Büyük firmalar genellikle müşterilerine 24 saat hizmet vermek isteyebilirler. Müşteri memnuniyeti açısından bu önemlidir. Şirket ve müşteri arasında köprü görevinde olan çağrı merkezi müşterilerin o şirketle ilgili sorularını yanıtlamak ve sorunlarını çözmekle yükümlüdür. Bu soru ve sorunlar sms ya da telefon aracılığı ile çözülmektedir. Günümüzde gerek küçük gerekse büyük birçok şirket çağrı merkezi bulunmaktadır. İlk defa Amerika’da kullanılmaya başlanan çağrı merkezleri müşterilerin karşılarında bir muhatap bulmasını sağlamaktadır.
Çağrı Merkezleri Neden Vardır?
Günümüzde gerek devlet gerekse özel olan neredeyse tüm şirketlerin çağrı merkezi bulunmaktadır. Her birinin çalışma süreleri farklılık göstermektedir. Call center çalışma saatleri genelde 12 saat olmakla birlikte 24 saate kadar çıkabilmektedir. Bireylerin bazı şirketlerden alışveriş yaptığında ya da bankalardan işlem yaptığında acilen bir muhatap bulması gerekebilir. Böyle durumlarda şirketlerin çağrı merkezleri bireylere yardımcı olmaktadır. Özellikle ambulans, itfaiye gibi çağrı merkezi yasal çalışma saatleri 24 saattir. Çünkü bu belirttiğimiz kurumlar acil kurumlardır.
Çağrı Merkezi Çalışanları Kaç Saat Çalışır?
Çağrı merkezi kaç saat çalışır diye sorduğumuzda çağrı merkezi vardiya saatleri yapılan işe göre değişiklik göstermektedir. Yani şirketten şirkete farklılık gösterebilir. Örneğin özel şirketlerde çağrı merkezi mesai saatleri yalnızca hafta içi geçerlidir. Verilen hizmet de çağrı merkezi hizmetleri çalışma saatleri üzerinde etkilidir. Hafta sonu ya da geceleri çalışmayan firmaların çağrı merkezleri arandığında şu anda mesai saatleri dışındadır şeklinde uyarılar alınmaktadır. Bazı özel firmalar ise müşterilerin memnun olması bakımından 7/24 hizmet verebilmektedir.
Alanında İyi Çağrı Merkezi Özellikleri
En iyi çağrı merkezi özellikleri şunlardır;
- Çağrı merkezinde her soruya cevap verilmelidir.
- Çağrı merkezi çalışanının türkçesi iyi olmalı ve akışkan konuşmalıdır.
- Şirket ile ilgili herhangi bir problem var ise bu problem çözüme kavuşturulmalıdır.
- Çağrı merkezi çalışanının sayısının artırılması gerekir. Bireyler hatta çok fazla bekletilmemelidir.
- Çağrı merkezi alt yapısının sağlam olması gerekir.
- Merkezde ileri teknoloji kullanılması gerekir.
- Çağrı merkezinde teknolojiye hızlı adapte olan bireyler çalıştırılmalıdır.
- Çağrı merkezi çalışanları konforlu bir alanda hizmet vermelidir.
- Çağrı merkezi çalışanlarının dinlenme süreleri yeterli şekilde ayarlanmalıdır.
- Fazla çalışan bireyler için mesai uygulaması bulunmalıdır.
- Çalışanların donanımlı olması gerekir.
- Çalışanların enerjik ve pozitif olması gerekir.
- Çalışanların yeterince dinlenmesi ve böylece daha iyi hizmet verebilmesi gerekmektedir.
Çağrı Merkezi Çalışma Standartları
Çağrı merkezi çalışanlarının bazı standartlarına uygun bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bunlardan bir tanesi dinlenme saatlerinin belirli olmasıdır. Çalışanların tamamının dinlenme saatleri molaları belirlenmeli ve karmaşaya mahal verilmemelidir. Vardiyalı çalışma sisteminde de o vardiya saatleri tam olarak açık bir şekilde beyan edilmelidir. Çağrı merkezi çalışanlarının aylık ya da haftalık ücretleri belirlenmeli ve açıkça beyan edilmelidir. Çalışma saatleri açık bir şekilde beyan edilmeli ve çalışma saatleri uzaması halinde mesai şeklinde ücret ödemesi yapılmalıdır. Örneğin çalışma saati 12 saat olan bir çağrı merkezi çalışanı 14 saat ya da 15 saat çalışır ise mesai ödemesi yapılmalıdır. Çağrı merkezi çalışanları için ara dinlenme saatleri bulunmalıdır. Bu saatlerde bireyler gelen çağrıları kabul etmek zorunda değildir. Kabul edilmesi halinde çalışanlar bunun için ek bir ücret talep edebilir. Çağrı merkezi çalışanlarız sorunu çözme odaklı olmalıdır ve sorunların tamamı çözülmelidir. Çözülemeyen sorunlar için de konuşma tarzı yine yapıcı olmalıdır.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Almanya’dan Türkiye’ye Kesin Dönüşte Oturum İzni
Almanya’da yaşayan ve Türkiye’ye kesin dönüş yapacak olan kişilerin, Türkiye’de oturum izni almaları gerekmektedir. Bu süreç, Türkiye’deki yabancılar polisine (Göç İdaresi Genel Müdürlüğü) başvuru yaparak gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de oturum izni için başvuruda bulunabilmek için, kişinin Türkiye’de ikamet edeceği bir yerinin olması gerekmektedir. Bunun için, öncelikle Türkiye’de bir ev satın almak veya kiralamak gerekmektedir. Ayrıca, kişinin Türkiye’de bir işte çalışması veya Türkiye’deki bir üniversiteye kayıt yaptırmış olması da oturum izni için başvuru yapabilmesi için birer sebep olabilir. Türkiye’de oturum izni başvurusu yaparken, genellikle belirli bir süreliğine oturma izni verilir. Bu süre, kişinin Türkiye’de kalacağı süreye bağlı olarak değişebilir. Oturum izni süresi dolduğunda yenilenmesi gerekmektedir. Türkiye’de oturum izni almak, kesin dönüş yapacak kişiler için önemlidir. Bu izin sayesinde, kişi Türkiye’de rahatça yaşayabilir, çalışabilir ve Türkiye’deki diğer haklardan yararlanabilir.
Oturum İzni Almak
Türkiye’de yaşamak ve çalışmak için yabancı uyrukluların oturum izni almaları gerekmektedir. Oturum izni, Türkiye’de yabancı uyruklulara sunulan bir haktır ve bu izin sayesinde yabancılar, belirli bir süre Türkiye’de yaşayabilirler. Türkiye’de oturum izni almak için öncelikle, yabancı uyrukluların Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne (Göç İdaresi) başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Başvuru sırasında, yabancı uyrukluların bazı belgeleri hazırlaması gerekmektedir. Bu belgeler, yabancı uyrukluların kimlik bilgilerini, oturacakları adresi, Türkiye’deki iş durumlarını ve maddi durumlarını gösteren belgeleri içermektedir. Başvuru sürecinde, yabancı uyrukluların belirli bir ücret ödemeleri gerekmektedir. Başvurudan sonra, yabancı uyrukluların oturum izni başvuru durumlarına dair bilgi alabilecekleri bir kayıt numarası verilir. Oturum izni başvurusu sonucu, genellikle 1-2 ay içinde açıklanır. Oturum izni, belirli bir süre için geçerlidir. Oturum izni süresinin dolması halinde, yabancı uyrukluların oturum izni yenileme başvurusunda bulunmaları gerekmektedir. Yenileme başvurusu süreci de benzerdir. Sonuç olarak, yabancı uyrukluların Türkiye’de yaşamak ve çalışmak için oturum izni almaları gerekmektedir. Bu izin, belirli bir süre için geçerlidir ve oturma izni süresinin dolması halinde, yenilenmesi gerekmektedir. Almanya’dan dönenlere oturum izni başvurusu için gerekli belgeler ve süreç, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde detaylı olarak yer almaktadır.
Kimler Oturum İzni Alabilir
Türkiye’de çalışmak isteyen yabancı uyruklular, bir işveren tarafından çalıştırılmak üzere Türkiye’de oturum izni almak için gelebilirler. Bunun için, Türkiye’deki işverenin ilgili kurumlara yabancı uyruklunun çalışacağına dair başvuruda bulunması ve çalışma izni alması gerekmektedir. Türkiye’de yaşayan bir yabancı uyruğunun ailesi de Türkiye’ye gelerek burada yaşamak istiyorsa, yabancı uyruklular aile birleşimi oturum izni başvurusunda bulunabilirler. Bu izin, yabancı uyruklunun Türkiye’de yaşayan eş ve çocuklarını da kapsamaktadır. Türkiye’de öğrenci olarak eğitim almak isteyen yabancı uyruklular, öğrenci oturum izni başvurusunda bulunabilirler. Türkiye’de yatırım yapmak isteyen yabancı uyruklular, Türkiye’deki yatırım projelerine destek sağlamak amacıyla yatırımcı oturum izni başvurusunda bulunabilirler.
Oturum İzni Nasıl Alınır?
Başvuru işlemleri sırasında, gerekli belgelerin hazırlanması ve sunulması gerekmektedir. Oturum izni başvurusu için gerekli belgeler, başvuru yapılacak izin türüne göre değişiklik göstermektedir. Başvuru formu, sağlık raporu, biyometrik fotoğraflar, konaklama belgesi, gelir belgesi ve diğer istenen belgeler, oturum izni başvurusu için gerekli olan genel belgeler arasındadır. Ayrıca, çalışma izni başvurusu yapacak olanlar, işveren tarafından verilen çalışma izni belgesi sunmak zorundadırlar. Başvurunuzun işleme alınması için, belgelerin eksiksiz ve doğru şekilde sunulması oldukça önemlidir. Başvurunuzun işleme alınması durumunda, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından size bir randevu tarihi verilecektir. Bu randevu tarihi, sizinle yüz yüze görüşmek için atanmış olan görevli tarafından belirlenecektir. Başvurunuzun sonucu, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından size bildirilecektir. Başvurunuz onaylandığı takdirde, size bir oturum izni belgesi verilecektir. Oturum izni belgesi, oturma izni süresince geçerlidir ve süresi bitiminde yenilenmesi gerekmektedir.
Oturum İzni Almak İçin Gerekli Belgeler ve Şartlar
Türkiye’de oturum izni almak isteyen yabancı uyrukluların, başvuru sürecinde belirli belgeleri sunmaları gerekmektedir. Oturum izni alma şartları, başvuru yapılacak oturum izni türüne göre değişebilir. Bununla birlikte, genel olarak oturum izni başvurusu için gerekli belgeler şunlardır:
- Pasaport: Başvuru yapacak yabancı uyrukluların geçerli bir pasaporta sahip olmaları gerekmektedir. Pasaportun geçerlilik süresi, oturum izninin süresinden en az 60 gün daha uzun olmalıdır.
- Başvuru Formu: Oturum izni başvurusu için, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmiş oturum izni başvuru formu doldurulmalıdır.
- Fotoğraf: Başvuru yapacak yabancı uyrukluların, son altı ay içinde çekilmiş iki adet biyometrik fotoğraf sunmaları gerekmektedir.
- Sağlık Raporu: Oturum izni başvurusunda bulunan yabancı uyrukluların, sağlık durumlarını gösteren bir sağlık raporu sunmaları gerekmektedir.
- Gelir Belgesi: Oturum izni başvurusunda bulunan yabancı uyrukluların, Türkiye’de yaşamalarını sağlayacak gelir kaynaklarını belirten bir gelir belgesi sunmaları gerekmektedir.
- Konaklama Belgesi: Oturum izni başvurusunda bulunan yabancı uyrukluların, Türkiye’de kalacakları yerle ilgili belgeler sunmaları gerekmektedir.
- Diğer Belgeler: Oturum izni başvurusunda bulunan yabancı uyrukluların, istenen diğer belgeleri de sunmaları gerekebilir. Örneğin, çalışma izni başvurusu yapacak yabancı uyrukluların, işveren tarafından verilen çalışma izni belgesi sunmaları gerekmektedir.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Mavi Kart (Blue Card) Sahibi Olmanın Avantajları
Son yıllarda mavi kart sistemi daha fazla gündeme gelmeye başladı. Acaba mavi kart sahibi olmak bana avantaj sağlar mı ya da başvuru nasıl yapılıyor gibi sorular da akıllara gelebiliyor. Genel olarak bir değerlendirme yapıldığında mavi kart yabancılar için oldukça avantajlıdır. Bu avantajlar değinmeden önce blue card nedir ve nasıl alınır gibi soruların yanıtlarını aktaralım.
Mavi Kart (Blue Card) Nedir?
Blue card, doğum ile Türk vatandaşı olup çıkma izni yolu ile vatandaşlığı kaybedenlere bazı haklar sağlandığını gösteren belge olarak değerlendirilebilir. Elbette mavi kart alma resmi bir belge almak gibidir ve üçüncü dereceye kadar olan alt soyların talepleri halinde, bazı haklardan faydalanmanın yolunu açar. Bu kartın 210 sayılı Değerli Kağıtlar Kanunu kapsamında yer aldığını da bilmeyenler için aktaralım.
Blue Card almak için öncelikle bazı kriterlere uygun olmanız gerektiğini bilmelisiniz. Hedeflediğiniz ülkeden iş teklifi almış olmanız ya da bir iş akdinizin olması gerekiyor. Üniversite mezunu olmanız, 45 yaşından küçük olmanız da aranan koşullar arasındadır. Gerekli tüm koşullara uygunsanız bu kartı almak için başvuru yapmanız gereklidir.
Mavi Kart (Blue Card) Ne İşe Yarar?
Neden çok sayıda kişi mavi kart sahibi olmak istiyor sorusunun yanıtı bu kartın avantajları hakkında da fikir sahibi olmayı sağlıyor. Öncelikle oturum izni almanız durumunda sahip olduğunuz hakların tamamına yakınına mavi kart aldığınızda da sahip olduğunu belirtelim. Özellikle AB ülkeleri içerisinde özgür bir şekilde seyahat edebilirsiniz ve bu da mavi kartın sağladığı önemli kazanımlardan biridir.
Gittiğiniz ülkede vatandaşların sahip olduğu hakların büyük bölümüne siz de sahip olabilirsiniz. Ancak bu haklar arasında seçme ve seçilme hakkı bulunmuyor. Bunun dışında eğitim, sağlık gibi pek çok hak size de tanınacaktır. Ülke ortalamasından daha iyi bir maaş alma şansınız da olur. Kalıcı oturma izni alma süreci çok daha kısa olur ve daha az prosedürle bu işlemlerin tamamlanmasını sağlayabilirsiniz.
Mavi kart için gerekli belgeler ise şöyle:
- Başvuru formu
- Pasaport
- Geçmiş dönem pasaportları
- Fotoğraf
- Diploma
- İşveren sözleşmesi
- Sicil kaydı
- İşveren beyanı
- Sağlık sigortası belgesi
- Maaş bordrosu
- Başvuru ücretinin ödendiğine dair belge
Mavi Kart’ın (Blue Card) Özellikleri Nelerdir?
Gerekli zamanlarda kimlik yerine geçiyor olması, mavi kart özellikleri arasında yer alır. Avrupa Birliği ülkelerinde de blue card sayesinde çeşitli ayrıcalıklara sahip olabilirsiniz. Nitelik sahibi olanlar bu kart ile çalışma iznine ve oturma iznine sahip olabilir. Bir anlamda Avrupa Birliği ülkelerinde ikamet etme ve çalışma konusunda çok daha kolay bir süreçle prosedürleri tamamlama şansınız olur da diyebiliriz.
Mavi kartın çıkma süresi başvurulan ülkeye ve ilgili kurumlardaki yoğunluğa bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu sürenin genellikle 1,5 ay ile 3 ay arasında değiştiğinin söyleyebiliriz. Sık sık sorulan sorulardan biri de mavi kart kullanım süresi oluyor. Bu süre 3 yıl olmakla birlikte uzatılabilmesi de mümkündür.
Mavi Kart’ın (Blue Card) Avantajları Nelerdir?
Eğer mavi kart ne gibi avantajlar sunar sorusunun yanıtını merak ediyorsanız aşağıdaki listeye hemen göz atın.
- Türk vatandaşlarının sahip olduğu hakların çok büyük bir bölümüne mavi kart ile sahip olunur.
- Türkiye’de kamu görevleri dışında herhangi bir işte çalışma şansı doğar.
- Kamu görevleri dışında bir işte çalışmak için çalışma izni almak gerekmez.
- Türkiye’de çalışmaları durumunda mavi kart sahibi olanların SGK girişleri yapılır.
- Oturma iznine gerek olmadan Türkiye’de herhangi bir yerde ikamet edebilirler.
- İkametin Türkiye’ye taşınması durumunda sağlık yardımlarından ve hizmetlerinden faydalanılabilir.
- Eğer Türk vatandaşlığından çıkılırsa Türkiye’de çalışılan yıllar kadar borçlanıp emekli olmaya hak kazanabilirler.
- Sigorta girişi olmayanlar bireysel emekli olabilir ve primlerini ödeyebilir.
- Türkiye’de yaşanılan süre içerisinde mal alım satımı yapabilirler.
- E-devlet şifresi alabilirler ve online olarak resmi site üzerinden işlem yapabilirler.
- Vergi numarası alabilir ve vergilerini ödeyebilirler.
Kimler Mavi Kart (Blue Card) Kullanabilir?
Kimler mavi kart kullanımı hakkına sahiptir sorusunun yanıtı da merak ediliyor. Lisansüstü diploması olanlar, AB’de geçerli bir iş akdine sahipse bu kartı alabilir. Bağlayıcı bir iş teklifinin olması durumunda da mavi kart kullanımı söz konusu olabilir.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Almanya’dan Türkiye’ye Dönüş Yapanların Araç Getirme Hakları
Belirli bir süre Almanya’da yaşamış ve artık Türkiye’ye dönüş yapma niyetinde olan kişiler hangi haklara sahip olduklarını bilmek istiyor. Özellikle Almanya’dan araç getirmek mümkün mü, yasal mı ya da hangi durumlarda Almanya’dan araç getirmek mümkün olabilir gibi konular her daim gündeme geliyor.
Almanya’da araç satın alanlar ve artık Türkiye’de hayatına devam etmek isteyenler için bu konu daha fazla önem taşıyor. Çünkü araçlarını Almanya’da satmak ve Türkiye’de yeni bir araç satın almak herkes için cazip bir seçenek olmuyor. Dolayısıyla kullandıkları aracı getirmek için ne yapmaları gerektiğini merak edebiliyorlar.
Almanya’dan Türkiye’ye Araç Getirmek
Tahmin edebileceğiniz gibi Almanya’dan kesin dönüş yapanların hakları arasına araç getirme de bulunuyor ancak bunun için bazı özel prosedürlerin geçerli olduğunu da unutmamak gerekir. Bu özel hususlardan ilki ikamet süresidir. Türkiye’ye aracını getirmek isteyenlerin Almanya’da en az 185 gün kalmış olmaları gerekiyor. Bu ülkede 2 yıl ikamet etmiş olmaları da aranan koşullardan biridir. Bununla birlikte ikamet belgelerini de mutlaka yanlarında bulundurmalıdırlar.
Araçların Türkiye’ye girişi sırasında yurt dışı mülkiyet belgesi de görevliler tarafından kesinlikle kontrol edilecektir. Dolayısıyla araç sahiplerinin yanlarında mülkiyet belgesini de bulundurması gerekir. Türkiye’de geçerliliği olan bir sigorta poliçesi de aranacağı için aracın sigorta işlemlerinin yapılmış olması lazım… Ancak söz konusu sigortanın Türkiye geçerliliğini mutlaka kontrol etmelisiniz. Aracın Türkiye’ye girişi sırasında bu belgelerden sadece birinin eksik olması durumunda dahi sıkıntı yaşanır. Mutlaka görevliler tarafından istenen belgelerin eksiksiz olarak sunulması gereklidir.
Türkiye’ye getirilen araçların belirli bir süre kullanım hakkının olduğunu da eklemeliyiz. Bu süre ise en fazla 730 gün olarak belirlendi. Sonrasında aracın trafiğe çıkışı engellenebilir. Aracın pasaporta işlenmesi gerektiğini hatırlatalım. Pasaporta işlenmemiş olan bir aracın markası ya da modeli ne olursa olsun Türkiye’ye girmesine izin verilmez. Bu nedenle en çok dikkat edilmesi gereken prosedürlerden biri de aracın pasaporta işlenmiş olmasıdır.
Almanya’dan Türkiye’ye Araç Getirme Şartları Nelerdir?
Eğer Almanya’dan Türkiye’ye dönüş yapmayı planlıyorsanız Türkiye’ye araç getirme koşulları hakkında bilgi sahibi olmak isteyebilirsiniz. Almanya’dan araç satın almak son derece avantajlıdır. Fakat bu aracı Türkiye’ye getirmek için bazı koşulları yerine getirmeli ve aynı zamanda bazı prosedürleri de izlemeniz gerekir.
Öncelikle ön koşulun aracı satın aldığınızda dair bir fatura gösterebilmeniz olduğunu belirtelim. Bu nedenle satın alma işleminin faturalı olarak yapılmış olmasına dikkat etmelisiniz. Bununla birlikte Türkiye’ye getirilen aracın gümrüğe sokulması da şarttır.
Gümrükten aracı almak için de bazı veri ödemeleri yapmanız gerekir. ÖTV ve KDV gibi ödemeleri tamamlandıktan sonra karşınıza bazı ithalat ödemeleri çıkabilir. Bu durum aracın tipi dikkate alınarak belli olacağından herkes için geçerli değildir. Ödemelerin tamamı yapıldıktan sonra ruhsat ve plaka alınabilir.
Almanya’dan dönüş yapanların tercih ettiği nakliye yolu genellikle deniz yolu ya a kara yolu oluyor. Özellikle ödenmesi gereken ücretler açısından bu seçeneklerin araç sahipleri için daha avantajlı olduğu söylenebilir. Sıklıkla merak edilen unsurlardan biri de bir başkasının aracı Türkiye’ye getirme şansının olup olmadığıdır. Bu mümkün olmakla birlikte mutlaka vekalet tanımlamasının yapılması gerektiğini ekleyelim. Araç sahibinin bilgilerinin yanı sıra vekalet verilen kişinin de ikamet ve kayıt bilgilerinin ilgili sistemde bulunuyor olması koşulu aranır.
Almanya’dan Türkiye’ye Kimler Araç Getirebilir?
Kimler Almanya’dan Türkiye’ye araç getirmek konusunda hak sahibidir ya da kimler araç getirebilir sorusunun yanıtını kısaca şu şekilde verebiliriz:
- Türkiye dışında minimum 2 yıl ikamet etmiş olmakla birlikte yerleşim yerini Türkiye’ye taşımak isteyenler
- Türkiye dışında milli ya da milletlerarası kadrolara atanmış ve yurt dışındaki görev süreleri dolmuş olanlar
- Türk vatandaşlığına geçmiş ve yerleşim yerini Türkiye olarak belirlemek adına gerekli işlemleri yapmış olanlar
Almanya’dan Getirilen Aracın Gümrük Vergisi Ne Kadardır?
Almanya’dan araç getirmek isteyenlerin ödemesi gereken 2 vergi bulunuyor. Bunların ilki araç gümrük vergisi olarak da düşünülen Özel Tüketim vergisi (ÖTV) ve diğeri de Katma Değer Vergisi (KDV) şeklindedir. KDV aracın marka ve modeline bakılmaksızın tüm değerler üzerinden % 18 değerindedir. Özel Tüketim Vergisi, otomobil gümrük vergisi ise araca göre değişir.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Çağrı Merkezi Çalışanlarına 5 Önemli Öneri
Günümüzün en popüler mesleklerinden biri olan çağrı merkezinde çalışmak elbette bazı alanlarda yetenekli olmayı, sabrı, gelişmeye açık olmayı ve iyi bir dinleyici olmayı gerektiriyor. Aynı zamanda iletişim yetilerinin güçlü olması da çağrı merkezi çalışanlarında aranan en önemli özelliklerden biridir. Her meslek gibi bu mesleğin de kendine has zorlukları olduğundan tüm bu özelliklere sahip olmak, direkt olarak başarıyı getiremiyor. Karşılaşılan zorluklarla baş edebilmek, başarılı olmanın altın anahtarlarından biridir.
Bu başarıyı elde etmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olduğunu da eklemek gerekir. Dikkat edilmesi gereken bu hususlar zamanla bir yaşam alışkanlığına dönüşecektir. İşte çağrı merkezi çalışanlarına özel bazı öneriler…
Boş Zamanlarınızda Egzersiz Yapın
Öncelikle call center tavsiyeler dendiğinde ilk sırada sağlığı korumak olduğunu belirtelim. Masa başı çalışanlarının karşısındaki en büyük tehlike hareketsiz bir yaşam sürmektir. İşte bu nedenle egzersize mutlaka hayatlarına yer vermeleri gerekir. Dolayısıyla egzersiz yapmanın tüm call center çalışanları için olmazsa olmazlar arasında yer aldığını eklememiz gerekiyor. Mutlaka ağır spor aktivitelerinde bulunmanız gerekmez. Sadece basit egzersizlerle de kaslarınızı çalıştırabilirsiniz.
Gün içerisinde zaman buldukça yapabileceğiniz basit egzersiz programlarının da olduğunu unutmayın. Bu egzersiz programları çağrı merkezi tavsiyeler arasında sıklıkla karşınıza çıkacaktır. Vücut kaslarını çalıştıran egzersizlerin yanı sıra göz egzersizleri de yapılması gerekir. Sürekli olarak ekrana bakmaktan kaynaklı olarak göz yorgunluğu şikayeti ortaya çıkabilir. Bunu önlemek için de gözlerin arada dinlendirilmesi gerekir. 20 dakikada bir gözleri dinlendirmek için sadece 20 saniye ayırmanız yeterli oluyor. Bunun için de gözleri kapalı tutabilir ya da uzak bir cisme 20 saniye kadar bakabilirsiniz. Bu yöntem çağrı merkezi çalışanlarının yanı sıra sürekli bilgisayar ekranına bakan herkes tarafından uygulanabilir.
Bol Bol Su Tüketin
Bol su tüketimi, call center elemanlarına tavsiye edilen en önemli hususlardan biridir. Genellikle gün içerisinde ve çalışma saatlerinde çay ya da kahve tüketimi tercih ediliyor. Ancak çay ve kahve suyun yerini tutmaz. Hatta kafein nedeniyle aşırı tüketiminden kaynaklı olarak uyku sorunları yaşanabilir. Bunun yerinde gün içerisinde su tüketimine de ağırlık verilmelidir. Günlük su ihtiyacını eksiksiz olarak karşılamanız durumunda zamanla kendinizi çok daha dinç hissetmeye başlayacaksınız.
Her gün düzenli olarak tüketilmesi gereken su miktarı 2 litre ile 2,5 litre arasında değişiyor. Çalışma saatlerinde sürekli oturma pozisyonunda kalmanız bu oranı azaltmaz. Hem sağlığınızı korumak hem de vücut sistemlerinin sorunsuz çalışmasını desteklemek için bol bol su içmeye önem vermelisiniz.
Kötü Alışkanlıklardan Uzak Durun
En önemli önerilerden biri de kötü alışkanlıklardan kesinlikle uzak durulması gerektiğidir. Bu unsur da çağrı merkezi elemanlarına tavsiye niteliğinde olmakla birlikte üzerinde titizlikle durulması gereken bir unsur olma özelliği de taşıyor. Çağrı merkezinde çalışmak streslidir ve stresle baş etme yöntemleri de asla tütün ürünleri kullanımından, alkol kullanımından ya da madde kullanımından geçmez. Aksine bu kötü alışkanlıkların insanları daha fazla strese ve öfkeye sürüklediği bilimsel araştırmalarla da sıklıkla kanıtlanıyor.
İşte bu nedenle stresten, gerginlikten ya da gün sonu yorgunluğundan arınmak için kötü alışkanlıklara değil iyi alışkanlıklara kendinizi sevk etmeye çalışmalısınız. İyi alışkanlıklar ise spor ya da egzersiz yapmak, kültür ve sanat etkinliklerine zaman ayırmak, bir hobi edinmek şeklinde sıralanabilir.
Uyku Düzeninizi Oluşturun
Genellikle önemsenmiyor ancak uyku, insanların yaşam formunda en belirleyici olan unsurlardan biridir. Bu nedenle call center elemanları kaliteli ve düzenli bir uyku süreci yaşamalı, bir uyku düzeni oluşturmalıdır. Herhangi bir saatte yatıp kalkmak, zaten çalışan kesim için doğru bir alışkanlık olmadığından uyku düzenine maksimum seviyede önem verilmesi gereklidir. Uyku düzeni, insanların psikolojisinde de belirleyici bir husus olduğundan psikolojik açıdan iyi hissedebilmek adına da uyku düzenine önem verilmesi gerektiğinin altını çizelim.
Özel Hayatınıza Sık Sık Zaman Ayırın
Yoğun bir çalışma temposuna sahip olmak, özel hayatı ihmal etmek gerektiği anlamına gelmez. Tüm çağrı merkezi elemanları özel hayatına da yeterli zamanı ayırmalıdır. Özel hayatınıza zaman ayırmanız, iş hayatında karşılaştığınız zorluklarla mücadelenizi de kolaylaştırır. Çünkü daha güçlü ve daha iyi hissetmenize yardımcı olur. Bu nedenle özel hayatınızı ihmal etmemeye önem vermelisiniz.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Çağrı Merkezi Sektöründe Hangi Programlar Kullanılmaktadır?
Günümüzde çağrı merkezi programları bulut tabanlı olarak tasarlanıyor ve herhangi bir spesifik donanım ihtiyacı olmadan kolaylıkla kullanılabiliyor. Çağrı merkezi çalışma ofislerinde ihtiyaç duyulan pek çok özelliği bünyesinde barındıran call center programları yaygınlaşmaya devam ederken ihtiyaçları karşılama noktasında da başarıları arıyor.
Çağrı Merkezi Programları
En sık kullanılan call center programı ve çağrı merkezi yazılımları alternatiflerine bazı örnekler verebiliriz.
- Tegsoft
Özellikle kolay bir arayüze sahip olması, call center çalışanlarının kullanımını daha kolay öğrenmesini beraberinde getiriyor. Aynı zamanda diğer çağrı merkezi bilgisayar programları ile kıyaslandığında işletmenin maliyetlerini düşürme konusunda da yüz güldüren bir program olduğu söylenebilir. Hizmet kalitesine önem verenler genellikle bu uygulamayı tercih ediyor. Bu programın ön plana çıkan özelliklerinden biri de Whatsapp ya da Facebook Messenger gibi uygulamalar üzerinden kullanıcıyla iletişime kolayca geçilmesini ağlıyor olmasıdır.
- İnfoset
Çağrı merkezlerinin iş yükünü hafifletiyor olmasıyla listemizde yer alan İnfoset, çağrı merkezinde kullanılan programlar arasında en gelişmiş olanlardan biridir. Bu program tercih edildiğinde yapılan işlemlerin canlı ekran üzerinden takibi mümkün oluyor. Çoklu dil desteği bulunuyor ve aynı zamanda yazıların sese dönüşmesi gibi bir özelliği de barındırıyor. 900’den fazla sayıda şirketin kullandığı uygulamanın kurulumu da gayet basit!
- MobiKoB
Online olarak çalışanları işlemlerini her yerde kolayca yapmasını sağlayan bu uygulamanın özel bir yönetici paneli de var. Yönetici paneli üzerinden yöneticilerin ekibini takip etmesi kolaylaşıyor. Kuruluma gerek duyulmadan kullanılan çağrı merkezi yazılımları arasında bulunuyor çünkü bulut tabanlı bir yazılımdır. Görüşmelerin son derece kaliteli bir şekilde yapılmasına olanak tanıyor. Bu uygulama Sahta Telekom alt yapısı üzerinden görüşme imkanı sunan bir yazılımdır.
- DinamikCRM
Tek bir uygulama üzerinden neredeyse tüm işlemlerin yapılmasını isteyenler seçimini bu programdan yana yapabilir. İş verimliliğini artırma hedefli pek ok özelliği bünyesinde barındırıyor. Aynı zamanda online sipariş yönetim ekranı da var. Tüm siparişlerin teslim edilene kadar takibini olanaklı kıldığından çağrı merkezi personelinin daha detaylı veriye ulaşmasını da mümkün kılıyor. Bu arada yazılımın santral desteğinin olduğunu da ekleyelim ve bu görüşmelerin kayıt altına alınması da mümkün oluyor.
- Bitrix 24
Çok yoğun bir talep gören ve 3 dakikada kullanıma hazır olan bu yazılım, çağrı merkezlerinin gözdelerinden biridir. Sistemde dahili CRM var ve bunun için ek ücret talep edilmiyor. PC ya da mobil üzerinden kullanılabilmekle birlikte video konferans yahut belge yönetimi yapılması da mümkün oluyor. Bu program, call center çalışanları için bir sohbet alanı da barındırıyor.
- KobiKom
Donanım maliyeti gerektirmeyen call center yazılım programları arasında bulunuyor çünkü bu yazılım da bulut tabanlıdır. Özellikle ses bağlantısının son derece yüksek kalitede olmasıyla ön plana çıkıyor. Kolay kullanılan bir ara yüze sahip olması, internet bağlantısı olan herhangi bir cihaz ile kullanılabiliyor olması da önem taşıyor. Bu arada sınırsız çağrı alma özelliğinin de olduğunu eklemek gerekir.
- Netasistan
Web üzerinden çağrı yaparken aynı zamanda farklı işlemlerin yapılmasını mümkün kılan bir programdır. TV modu bulunuyor ve işletmeler ile ilgili tüm bilgilere anlık olarak kısa zamanda erişilebiliyor. Aynı zamanda müşteri kartı olan çağrı merkezlerinin kullandığı programlar arasındadır. Müşterilere özel notların ve yapılan diğer görüşmelerin müşteri kartı üzerinden görüntülenmesi mümkün olabiliyor.
- Karel
Oldukça sık tercih edilen bir yazılımdır ve tamamen yerli teknoloji ile hazırlanmış olması da dikkat çeker. Karel kullanımı için de ek bir donanım gerekmiyor. Tüm cihazlar ile uyumlu olması, şirketin tüm bilgilerine anında ulaşmayı mümkün kılması, bu yazılımın ön plana çıkan özellikleridir.
- Spidya
Bulut tabanlı olan bu yazılım kullanıcıların gereksinimlerine göre düzenli olarak güncelleniyor. Verilerin güvenli ortamda muhafaza edilmesine büyük önem veren programın en önemli özelliklerinden biri de istendiği kadar teknoloji hizmeti alabiliyor olmaktır.
- Çağrı Katibim
Bu yazılım ise hukuk büroları için tasarlandığı için UYAP sistemi ile uyumlu olarak çalışıyor. Hukuk bürolarına hizmet veren çağrı merkezlerinin en sık tercih ettiği yazılımlardan biri olduğunu da eklemek gerekir. Günlük toplam aramaların takibi kolaylıkla yapılabiliyor ve yine UYAP sistemi üzerinden toplu sorgu yapılması da mümkün oluyor. Tüm görüşmelerin anlık olarak kaydedilmesine ve saklanmasına olanak tanıyan bir yazılım olması da öne çıkıyor.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
Alman Vatandaşı Türkiye’de Çalışabilir Mi?
Yeni bir hayata başlamak isteyenler kimi zaman ülke değişikliğine gidebiliyor. Alman vatandaşı olanlar da bu grupta yer alıyor ve çalışma izni alarak Türkiye’de çalışma hayatına atılmak isteyebiliyorlar. Bu noktada yabancıların çalışma izni alması gerekir mi ya da Alman vatandaşı olanlar nasıl çalışma izni alabilir gibi soruların yanıtları merak ediliyor. Bilindiği gibi Türkiye ve Almanya arasında oldukça yoğun bir göç trafiği var ve bu soruların yanıtları çok sayıda kişi için önemlidir.
Çalışma İzni Almak
Öncelikle Türkiye çalışma izni konusunu ele almakta fayda var. Alman vatandaşı olanlar Türkiye’de çalışma hayatına atılabilmek için mutlaka çalışma izni almalıdır. Başvuruların ise Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine yapılması gerektiğini belirtelim. Almanya vatandaşı olan Türklerin çalışma izni almasına gerek olmadığı şeklindeki bilgilere itibar etmemelisiniz. Yasalar kapsamında bu kişilerin mutlaka çalışma izni alması gerekiyor.
Türkiye’de işveren ile iş sözleşmesinin imzalanmış olması, yabancıların Türkiye’de çalışma izni alabilmesi için önemlidir. Çünkü sözleşmenin temsilciliğe ibraz edilmesi gerekir. Başvurunun kabul edilmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti temsilciliği tarafından bir referans numarası veriliyor. Referans numarasının Türkiye’de bulunan işverene iletilmesi gereklidir.
Türkiye’deki işveren de bu referans numarası ile sisteme giriş yapar ve çalışma izninin başvurusunu gerçekleştirir. Sisteme giriş yapılması için PTT’den e-devlet şifresinin alınması gerektiğini de ekleyelim. Bu sayede işverenler yabancılar için çalışma izni başvurusuna dair üzerlerine düşen görevi internet üzerinden online olarak gerçekleştirebilir. Başvurunun tamamlanmasının ardından başvuru formu ile dilekçenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na iletilmesi gereklidir.
Alman vatandaşı olan kişi bu başvurunun iletilmesinin ardından işveren konumundaki kurumdan bazı ek belgeler talep edilebiliyor. Bu ek belgelerin ulaşmasının ardından çalışma iznine dair değerlendirme aşaması başlayacaktır. Değerlendirme aşaması, başvurunun onaylanması ile birlikte hemen başlamaz. Bunun için gerekli tüm belgelerin ilgili kuruma iletilmiş olması lazım… Çalışma izni başvurusunun sonuçlanmasının ardından yapılan değerlendirme neticesi işverene e-posta ile bildiriliyor.
Bu arada yabancı çalışma izni alma başvuru sonuçları ilgili Türk temsilciliklerine de yine online olarak bildirildiğinden sürecin eksisi kadar uzun olmadığını belirtebiliriz. Eğer çalışma izni verilirse Almanya vatandaşı olan kişinin başvurusunu ilettiği Türk temsilciliğine gitmesi gerekir. İkamet izni harçlarının yatırılması ve aynı zamanda vize harcının ödenmesi gibi işlemler için Türk temsilciliğine mutlaka gidilmelidir. Eğer bu harçlar ödenmeden Türkiye’ye giriş yapılırsa çalışma izninin geçersiz sayılacağı unutulmamalıdır.
Çalışma İzni İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Alman vatandaşlarının Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışma izni başvurusu işlemleri için bazı belgeleri hazırlamaları gerekiyor. Bu belgelerde eksiklik ya da hata olması durumunda başvurular dikkate alınmaz. Dolayısıyla süreç uzar ve kariyer hayatına başlama konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz. Süreli çalışma izni için hazırlanması gereken belgeler şu şekildedir:
- Faaliyet belgesi
- Ticaret Sicil Gazetesi
- Kurumlar Beyannamesi (Son yıla ait olmalı)
- Pasaport fotokopisi (Okunaklı olmalı)
- Diploma tercümesi
- 1 adet biometrik fotoğraf
Elbette süresiz çalışma izni başvurusu ya da bağımsız çalışma izni, istisnai çalışma izni başvurularında daha farklı evraklar da istenebilir. Başvuru yapacağınız çalışma izni türüne göre istenen belgeleri öğrenerek dosyanızı bu doğrultuda hazırlamanız gerekir.
Çalışma İzni Başvurusu
Başvuru işlemlerinin nasıl yapılacağı da merak ediliyor. Bunun için www.turkiye.gov.tr web sitesi kullanılmalıdır. İnternet sitesinde çalışma izni için gerekli belgeler gibi merak edilen diğer soruların yanıtları da yer alıyor.
Almanya Vatandaşları Türkiye’de Hangi Mesleklerde Çalışamaz?
Çoğunlukla Almanya vatandaşı olanların tüm işlerde çalışma imkanının olduğu düşünülüyor. Ancak bu bilgi de gerçeği yansıtmaz. Çünkü Almanya’dan Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu kişilerin bazı meslekler için çalışma izni alması mümkün olmuyor.
- Fotoğrafçılık
- Bakıcılık
- Kapıcılık
- Bekçilik
- Hizmetçilik
- Eğlence sektörü personeli
- Şarkıcılık
- Borsada aracı kurum personeli
- Simsarlık
- Ayakkabı, elbise ve şapka üreticiliği
- Devlet özelinde olan maddelerin satışı
- İnşaat işçiliği
- Şoförlük
- Veteriner hekimlik
- Eczacılık
- Dişçilik
- Avukatlık
- Gümrük müşavirliği
- Özel sağlık kuruluşlarında müdürlük
- Özel kuruluşlarda güvenlik görevlisi
- Kamu kuruluşlarında güvenlik görevlisi
- Kara sularında kaptanlık
- Dalgıçlık
- Kılavuzluk
- Çarkçılık
- Tayfalık
Tüm bunların yanı sıra balık, istiridye, midye, sünger, inci, mercan gibi deniz mahsullerinin ihracına yönelik bir işe dair çalışma izni alınması da mümkün değildir. Ancak tüm bu yasaklanan mesleklerin yabancı uyruklu kişiler için geçerli olduğunu belirtmek gerekir. Türk soylu olanlar eğer çalışma izni alırlarsa diledikleri mesleklere yönelebilirler.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
İş Hayatında İletişim
Dünya büyük bir hızla değişmeye devam ediyor ve bu değişim çerçevesinde iş hayatında da bazı dinamikler önemini daha da artırıyor. Bu önemli dinamiklerden biri de iş hayatında iletişim konusudur. Günümüzde iş dünyasında iletişim kurmayı çok daha pratik bir hale getiren çeşitli teknikler de geliştirildi. Bu yeni tekniklere ihtiyaç duyulmasının nedeni ise oldukça basit; zamanın artık daha kıymetli olması!
İşte bu noktada iş hayatında sağlıklı ve etkili iletişim kurmak ve sürdürmek tüm firmaların ortak ihtiyaçlarından biri haline geldi diyebiliriz. Zamanın kıymetinin artması, verimliliğim ve performansın da en kısa zamanda, en doğru şekilde kurulması gerektiği gerçeğini ortaya çıkardı. En kısa yoldan en doğru şekilde iletişim kurmak kuşkusuz kurumsal firmaların verimliliğine önemli katkıda bulunuyor.
Etkin iletişim yöntemlerinin son yıllarda daha fazla gündeme gelmesi, işletmelerin bu konuya daha fazla eğilmesi de bu nedenledir. Çok sayıda büyük, orta ya da büyük işletmeler, çalışanlarına fayda sağlayacak olan etkin iletişim yöntemleri hakkında çeşitli eğitim olanakları sunuyor. Bu kapsamda iş hayatında iletişimin önemi odağında sunulan eğitimler ile çalışanların yeni ve etkin iletişim tekniklerini öğrenmeleri de sağlanıyor diyebiliriz.
Söz konusu eğitimler sadece işyerinde etkili iletişim kurmak konusunda olmuyor. Geri bildirim eğitimleri de düzenleniyor ve böylelikle çalışanlar ile yöneticiler arasındaki iletişimin geliştirilmesi, daha sağlıklı bir form kazanmasının sağlanması da amaçlanıyor. Ortaya çıkan sorunların tespit edilmesi ve çözülmesi adına da geri bildirim eğitimlerinin önemli olduğunun altını çizelim.
İş Hayatında Sağlıklı ve Etkili İletişim Kurmak
İletişim en genel şekli ile kişiler arasındaki duygu ve düşünce alışverişidir diyebiliriz. Hem günlük yaşamda hem de iş hayatında sağlıklı ve etkili iletişim kurmak sanılandan daha fazla önem taşır. Döngüsel bir süreç olan iletişim, değer yaratır ve bu nedenle sağlıklı iletişimin gücü asla hafife alınmamalıdır. İş dünyasında yazılı ve sözlü iletişimde kullanılan dil, kullanılan kelimeler, vücut dili, ses tonu çeşitli parametreler bir arada değerlendirilmelidir. Çünkü bunların tamamı bir koordine içerisinde karşı tarafa mesajlar verir.
İş dünyasındaki sunumlarda, ikili diyaloglarda bu konunun önemi daha net bir şekilde ortaya çıkar. Peki, iyi bir iletişim dilinden söz edebilmek için iletişimde nelerin olması gerekir? Bu sorunun yanıtlarına bazı örnekler verebiliriz.
- Yazılı ve sözlü iletişimde kısa ve net cümleler kullanmak
- Kullanılan ifadelerin gayet açık ve samimi olması
- Profesyonel anlamda nezaket kurallarına uygun bir anlatım dilini seçmek
- Konuşmaları anlamak amacıyla ve önyargısız bir şekilde dinlemek
- Akıcı bir yazı dili ya da konuşma dilini tercih etmek
- Akılda kalan ve anlamayı kolaylaştıran örnekler kullanmak
İş Hayatında İletişimin Önemi
Elbette iş yerinde etkili iletişim kurmak en önemli hususlardan biridir. Çalışanların birbirleriyle, yöneticileriyle ya da müşteriler ile kurdukları iletişim, doğru ve etkin olduğunda başarılı bir iletişim ağının sağladığı kazanımlardan istifade edilebilir. Kimi zaman bir fikir sunmak kimi zaman da bir problemi çözmek için kurulan iletişimlerde olası yanlış anlaşılmalar ciddi sorunları da beraberinde getirir. Bu doğrultuda iş hayatında iyi bir iletişimin önemini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Gereksiz zaman kayıplarının önüne geçer
- Zamandan tasarruf sağlar
- Çatışmaların ve olası iletişim kazalarının engellenmesini sağlar
- Çalışanların performanslarını destekler
- İşyerinde verimliliği artırır
- Çalışanlarla yönetim arasında şeffaf bir geri bildirim süreci yaşanmasını sağlar
- Telefon görüşmelerinin ya da online görüşmelerin de sorunsuz geçmesine katkıda bulunur
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür, önemli olan iş hayatında etkili iletişimi kavramak ve etkili iletişimin neden bu kadar önemli olduğunu öğrenmektir. Son olarak iletişimde mutlaka dikkat edilmesi ve özenle korunması gereken bazı kurallardan da söz edelim.
- İletişimde tarafların birbirini dinlemesi ve anlamaya çalışması gerekir
- İletişim sırasında konuşulan konular arasında bir bağlantı olmalıdır
- Karşılıklı olarak saygı çerçevesinde iletişimin sürmesi gerekir
- Kullanılan ifadeler net, kolay anlaşılır ve amacına uygun olmalıdır
- İletişim ortak bir amaç olmalıdır ve belirli bir amaç doğrultusunda iletişime geçildiği unutulmamalıdır
- İş hayatındaki iletişimde etkin ve sağlıklı olan iletişim tekniklerinin kullanılmasına özen gösterilmelidir
- Gerekirse kurumsal firmaların çalışanlarına bu yönde eğitim vermeye özen göstermesi gerekir
- Sağlıklı ve etkili iletişimin temel koşullarından biri de kişilerin duygu ve düşüncelerini net bir şekilde ifade edebilme becerisine sahip olmalarıdır.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel
İş Yerinde Mutlu Olmanın Yolları
İş yerinde mutlu olmak aslında en gerekli olan ve üzerinde en çok durulması gereken hususlardan biridir. İnsanların hayatının büyük bölümünün işyerinde geçtiğini düşünecek olursak, iş yerinde mutluluk hayatın genelinde de mutlu olmak anlamına gelir. Dolayısıyla işi sadece bir ara kazanma aracı olarak görmekten ziyade mutlu olunan bir eylem olarak algılamak büyük önem taşıyor.
Elbette iş yerinde mutluluk ve başarının yolu birbirine paraleldir. Bir başka deyişle çalışma hayatına mutlu olmanın ön koşullarından biri başarılı olmaktır. Başarısız olunan bir iş sahasında kişinin mutlu olması beklenemez. Bu nedenle işyerinde mutluluk ile başarı kavramlarını bu konu çerçevesinde birbirinden bağımsız düşünmemelisiniz.
İş Yerinde Mutluluk
Bazı kesimlere göre iş hayatında mutluluk bir seçimdir. İnsanların iş yaşamlarında mutlu olmayı seçmeleri mümkün anlayışından hareket edilir. Ancak buna odaklanmak ve sürekli olarak mutlu olmaya çalışmak da zamanla bir baskı unsuruna dönüşebiliyor. Dolayısıyla mutlu olmaya odaklanmak dışında daha farklı hamlelerde bulunmak da gerekiyor. Sadece mutluluğu istemek ile çalışma hayatında mutluluğu yakalamanın mümkün olmadığı biliniyor. İşte bu noktada devreye iş hayatında mutlu olmanın yolları giriyor. Söz konusu yolları bilmek ve uygulamak, mutluluğun anahtarı olarak görülüyor da diyebiliriz.
İş Hayatında Mutlu Olmanın Yolları
Hangi durumlarda iş hayatında başarı ve mutluluk mümkün hale gelebilir? Eğer bu sorunun yanıtını öğrenirseniz çalışma hayatınızda kendinizi daha mutlu hissedebilmek adına atmanız gereken adımları da keşfedersiniz. Uzmanlara göre iş yerinde mutlu olmanın yolları işte bu önemli hususlardan geçiyor.
- Üstesinden Gelmeye Çalışın
Çalışanlar kimi zaman teslim olmak ile üstesinden gelmeye çalışmak şeklinde bir yol ayrımına düşüyor. Bu durumda tercih edilmesi gereken kesinlikle üstesinden gelmeye çalışmak olmalı! Kayıtsızlık, teslim olmak, görmezden gelmek ise mutsuzluğa açılan kapıları aralıyor. Üstesinden gelmeye çalışmak, başarısızlıkla sonuçlansa bile kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
- Kontrol Edemiyorsanız Endişelenmeyin
Bazı durumlar sizin kontrolünüzde olmayabilir. Bu durumda endişe etmeyi de bırakmanız gerekiyor. Sizinle ilgili olmayan ya da farklı bir departmanı ilgilendiren hususlarda endişeye kapılmak hem gereksiz olacaktır hem de stres yaşamanıza yol açacaktır. Dolaysıyla uzmanlar kontrolünüzde değilse kaygılanmayın şeklinde önemli bir öneride bulunuyor.
- Rekabet Etmek İle Kıyaslamak Farklıdır
Mutlaka altı çizilmesi gereken ve işyerinde mutluluk ile de yakından ilgili olan hususlar arasında rekabet de var. Rekabete girmek ile kıyaslamanın farklı olduğunu bilmelisiniz. İş sahasında rekabete girmek önemlidir ve kendi sınırlarınızı zorlamanızı sağlar. Bu da gelişmenize katkıda bulunur. Ancak kendinizi başkaları ile kıyaslamanız da mutsuzluk getirir ve kıyaslamanın da rekabet ile ilgisi yoktur. Rekabet ederken olumsuz duygulardan uzak durmalı ve sadece rekabetin keyfini yaşamaya odaklanmalısınız.
- Organize Çalışma Ortamı Önemli
İş yerinde tek başınıza tüm görev ve sorumlulukları üstlenmeye çalışmanız da mutluluğunuzun önünde engeldir. Bunun yerine organize bir çalışma ortamının oluşması ve görev dağılımının yapılması çok daha doğru bir yöntem oluyor. Organize olabilmek adına yöneticilerinizden destek istemeniz de önemlidir.
- Kendinizi Aşırı Düzeyde Ciddiye Almayın
İş yerinde mutsuz olan kişilerin büyük bölümünün kendini aşırı ciddiye aldığı ve bundan kaynaklı olarak hiçbir zaman mutlu olamadığı anlaşıldı. Bu nedenle iş hayatında başarı ve mutluluğun sürdürülebilir olması için kendinizi çok fazla dikkate almamalısınız. Herkes gibi sizin de iş yerinize katkılarınız var ve bu katkılar önemli! Ancak siz olmazsanız tüm akışını bozulacağı, işleyişin aksayacağı gibi düşüncelerden uzaklaşın. Bu düşünceler stresli, kaygılı olmanıza sebebiyet verir. Haliyle mutlu ve başarılı olmanızı da zorlaştırır.
- Hayır Demeyi Öğrenin
Hayır diyebilmek, pek çok mutsuzluk kaynağının ortadan kalkmasını sağlar. İşyerinde de bu kural geçerli olduğundan hayır diyebilmeyi öğrenmelisiniz. Sadece sizden rica edildiği için başkalarının görev ve sorumluluklarını yerine getirmenize gerek yok. İş hayatında herkesin sadece kendi görevlerinden sorumu olduğunu unutmayın.
İşyerinde mutlu olmanız hayatınızın büyük bölümünde mutlu olacağınız anlamına geliyor. Bu nedenle mutlu olmanın yollarını bir an önce hayata geçirmelisiniz. Yaptığınız iş hangisi olursa olsun, hangi departmanda görev almış olursanız olun, çalışma hayatınızda mutlu olmanız biraz da sizin elinizde! Sadece doğru yol haritasını izlemeli ve doğru düşünce yapısına sahip olmalısınız.
- Published in Çağrı Merkezi, Genel